top of page
  • Yazarın fotoğrafıHale Acun Aydın

Arianna Huffington'un yarattığı Thrive Style (Başarı Stili) Nedir?

Güncelleme tarihi: 23 Ara 2018

Bugün size Huffington Post'un kurucusu Arianna Huffington'un başlattığı #ThriveStyle (Başarı Stili) akımından bahsetmek istiyorum.


Bugüne kadar Time dergisinin TIME 100 listesine, Financial Times’ın “On yıla şekil veren 50 Kişi” listesine, Newsweek’in “On yılın En Başarılı 10 düşünce lideri” arasına ve Forbes’un “Medyada en etkili kadınlar” listelerine girerek dünya çapında bir övgü kazanan Huffington, bir gün bir konuşmada etrafına dikkatlice bakınca şunu fark ediyor, konuşmacı kadınların hepsi jilet gibi, çok şık, saçları yapılı, makyajları son derece özenli ancak moderatör (erkek) sadece güzel bir kotla tshirt giymiş. Sonra bu konunun üzerine biraz daha eğildiğinde aslında hepimizin bildiği bir gerçeğin ne kadar gereksiz olduğunun farkına varıyor: her özel durum için yeni bir kıyafet uydurmak. Sonrasında ise sürekli olarak aynı kıyafetle katıldığı gala, seminer, özel davet vs'lerden galeriler koyarak "aynı kıyafeti giyebilmenin normalleşmesi" için çaba gösteriyor.


Başarılı bir kadın olan ve hemcinslerinin de bu konuda ilerlemesini isteyen Arianna Huffington Thrive Style dediği Başarı stili konseptiyle özellikle iş hayatındaki kadınlara sesleniyor, hazırlanmak için birkaç dakika harcamakla bir-iki saat harcamak arasında ciddi bir fark vardır diyor. Aslında Mark Zuckerberg bunu gri sweatshirtleriyle, Steve Jobs siyah boğazlı kazaklarıyla burda da bahsettiğimiz ünlü reklam ajansı Saatchi & Saatchi'nin art direktörü MatildaKhan siyah-beyaz kombinleriyle hayata geçirmişti. Mathilda haricinde bunu yapmaya cesaret eden kadın pek yok. Bu arada Arianna da tek kıyafetiniz olsun demiyor. Ama aynı kıyafeti üst üste giymekten çekinmeyin diyor.

Bildiğiniz, size yakıştığından emin olduğunuz bir kıyafet varsa hazırlanmak kolaydır. Mesela ben hiç düğünler için elbise arayan biri olmadım; var olan 2-3 elbisemi döndür döndür giydim ama bu konunun ne kadar önemli olduğunu çevremdeki tanıdıklarımdan biliyorum.

Peki sizin de etkinliklere, işe ya da düğünlere giydiğiniz, tekrar tekrar giymekten çekinmediğiniz böyle "güçlü" elbiseleriniz var mı?

Ben düşününce yazları üniformam olan tulumum aklıma geldi, yazları çekilen haftasonu fotoğraflarımda (işe giymediğim için haftasonu giyiyordum) hep aynı kıyafeti görmek mümkün.

Bu arada kıyafete vakit harcamak konusu Huffington'ın ilk dikkat çektiği konu değil, daha önce de iş hayatına ilk başladığı yıllarca çok çalışmaktan uyuyamadığı için bir gün yorgunluktan bayılması üzerine artık sürekli uykunun önemi üzerine demeçler veriyor, hatta bu konuda bir kitabı bile var.


Huffington diyor ki "En uzun saatler çalışanın, en az uyuyayın, gecenin 3'ünde email cevaplayanın övülüp göklere çıkarıldığına bakmayın. Hayat böyle bir şey değil ve bunu ne kadar erken öğrenirseniz, o kadar daha az stres dolu yıllar geçirirsiniz."

Yine Arianna'dan sözlerle kapatalım bu yazıyı da:







"Tekrar giydiğim kıyafetleri saklamam, aksine onları taçlandırırım. Bir davete hazırlanırken ne giyeceğim hakkında dertlenmek yerine sıklıkla giydiğim favorilerden birini seçerim ve kafam rahat olur."

Aslında dolabınızı gerçekten sadeleştirip sadece sevdiğiniz parçaları bıraksanız doğrudan Arianna'nın yolundan gitmiş olmaz mısınız?


810 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page