top of page
  • Yazarın fotoğrafıHale Acun Aydın

Kredi kartsız kaç gün yaşayabilirsiniz?

Güncelleme tarihi: 27 Ara 2018

Facebook'ta Nas Daily'i takip ediyor musunuz bilmiyorum (etmiyorsanız bir şans verin) ama ben bugün yazıma onun videolarına başladığı gibi başlamak istedim.  Seda'yla tanışın. Çocuklar için felsefe atölyeleri düzenleyen anne dostum Seda'nın hiç kredi kartı olmadı. Hiç!


Ben yaklaşık son 10 yıldır tek kredi kartı ile yaşıyorum. Rahmetli babamın cüzdanını hatırlarım, eski bir bankacı da olan babam için kredi kartları övünülecek birer özel şey gibiydi. Belki ona bir tepki belki de 2 kartı bile takip etmenin stresiyle ben tek karta döndüm, harcamalarımı rahatça takip ettim. Hatta son 2 senedir bilgisayar gibi çok büyük alımlar dışında taksit de kullanmıyorum. Böylece aylık giderimi daha rahat takip ediyorum.  Ama yukarda da dediğim gibi Seda o tek karta da sahip değil. Peki nasıl oluyor da oluyor: ) Onun kaleminden okuyalım:  Benim hiç kredi kartım olmadı. Bizim zamanımızda diye biraz genellemeyle başlayacağım ama gerçekten de öyle; ortaokul, lise; ailenden harçlık alırsın. Varsa anne babanın vardır kredi kartı. Bizde sistem haftalık harçlıktı. Okuldaki yemeklerimi, hafta sonu sinemalarımı hep o harçlıktan harcardım. Kıyafet alışverişim için ise ayrıca para isterdim. Çok gereksiz ama illa istediğim şeyler için de para biriktirirdim. Para biriktirme alışkanlığım taa o zamanlardan. Üniversite için İstanbul’a geldiğimde babam kendi maaş kartını bana verdi ve bütün ay bununla geçinmem gerektiğini söyledi. Geçindim ben de. Ne zaman o çok pahalı elbiseyi ya da ayakkabıyı ya da yurt dışı seyahatini istesem para biriktirdim. Evet, kredi kartım olmadığı için pahalı ihtiyaç ve isteklerim hiçbir zaman anında olmadı. Ve yine bundan sebep malım çok kıymetlidir. Eşyalarımı özenli ve uzun süre kullanırım. Üniversite bitip, çalışma hayatı derken hayat ilerledi. Kimi zaman maddi olarak çok zorlandım. O evdeki tüm elektrikleri kapatıp karanlıkta kaldığım ama yine de elimdeki paranın dışına çıkmadığım günleri hala hatırlarım. Yine de bankaların neredeyse zorla verdiği kredi kartlarından istemedim. O karttaki limit, benim param gibi gelmiyordu. Siz de bilirsiniz ya, sanki sürekli başka birisinden borç alıyormuşum gibi, ki ben borçlu almayı hiç sevmem. 30'lu yaşlarıma girdiğim şu hayatımda ne zaman birine kredi kartı kullanmadığımı hatta hayatımda hiç kredi kartım olmadığını söylesem bana şaşkınlıkla bakıyor. Ne yalan söyleyeyim ben de önceleri bunu çok havalı bulurdum. Sonra sonra tabii yaş ilerleyip, akıl kemale ermeye başladıkça, içten içe kendimle gurur da duymaya başladım. Sisteme bir şekilde dahil olmamak beni mutlu etti. Gerçekten anlayamıyorum da; karttan harcıyorsun, ay başı maaşının hepsini kartı kapatmak için kullanıyorsun, sonra ay içinde paran kalmadığı için yine kartla alışveriş yapıyorsun eee ne anladım ben o işten. İçinden çıkılmaz bir durum. Ayrıca nasıl olsa karttan diyerek ihtiyaç olsun olmasın, beğeneyim beğenmeyeyim bir sürü gereksiz şey satın alıyorsun… O zamanki sevgilim, şimdiki eşimle, ilk tanıştığımız gün sohbet bir şekilde kredi kartı kullanmamama geldi. "Ben de kullanmıyorum" dediği o an içimden "Ben bu adamla evlenirim ya" diye geçirmiştim. E, evlendik de. Tabii anlaşmamıza tek neden bu değil ama hayatta önemli bir olgu. Peki biz karı koca nasıl geçiniyoruz? Ya da nelerde zorlanıyoruz derseniz; şöyle; Her ay başı eşimle hesabımızı yapar, harcamalarımızı çıkarır, yatırımımızı yaparız. Yaptığımız yatırımlar hep öngörmediğimiz giderler içindir. Örneğin, arabaya bir şey olduğunda, hastalandığımızda, o çok istediğimiz seyahate çıkmak istediğimizde,..vs. Genel olarak kredi kartının eksikliğini pek hissetmiyoruz. Paramız varsa harcarız, yoksa harcamayız. Bu kadar net.  Ancak bazen öyle durumlar oluyor ki, özellikle çocuğumuz olduktan sonra, sistem sana hiçbir şans bırakmıyor, mecbur kartın olacak. Mesela, evimizde tadilat yaptırmamız gerekti ve maddi durumumuz o zaman pek müsait değildi. Kredi almamız gerekiyordu. Ama daha önce hiç kredi kartı kullanmadığımızdan ve kredi almadığımızdan, bizim bir kredi notumuz yoktu. Yani o bize sürekli kredi kartı vermek isteyen bankalar kredi vermiyordu. Eşimin şirketi referans oldu da zar zor alabildik. İşin ilginci, borç sevmediğimizden biz aldığımız o krediyi neredeyse yemeyip içmeyip birkaç aya bitirdik. Neredeyse sefalet çektik ama bitti borç. :D  Hah bir örnek daha geldi aklıma. Yurt dışına tatile gideceğiz, paramız var biriktirmişiz. Otelde rezervasyon yapacağız, olmuyor, kredi kartı olmadan kabul etmiyorlar. Çünkü otele girdiğimizde de garanti için kart isteyecekler. Mail üzerine mail yazıp en sonunda ikna ettim ama kredi kartı almanın da ucundan döndüm. Araba kiralamak istersin, kartsız olmaz. Babamdan rica ettim. İlla kart lazımsa yakınlarımızdan da rica ediyoruz. Biz onlara ödüyoruz, onların kartını kullanıyoruz. Ama bu durum yılda bir bilemedin iki kere başımıza geliyor. İnternetten alışveriş sevmem. Dokunmadığım görmediğim şeyi niye alayım? Ayrıca sosyal medyada gördüğüm her şeyin bende olmasına gerek yok. Ama illa internetten almam gerekirse o zaman da o alışverişi havale ya da EFT ile yapıyoruz.

Yani uzun lafın kısası; inattan mıdır, korkaklıktan mıdır, gururdan mıdır tam bilemiyorum ama olmadı işte kredi kartımız. Temennimiz de olmaması yönünde ama bakalım bazı konularda daha ne kadar direnebileceğiz? Direniriz yaaa, bu zamana kadar olmadı, bundan sonra da olmasın. Gelsene, kartsızlık güzel bence. 

Seda'nın yazısı size de ilham olduysa belki en azından 1 ay kartsız yaşamayı deneyebilirsiniz. Eğer kredi kartı borçlarınız çok birikti ise şu yazıdaki önerilere mutlaka göz atın.

776 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page