top of page
  • Yazarın fotoğrafıHale Acun Aydın

Tüm kıyafetlerini kendi diken kadın

Instagram'da sıklıkla çok ilham verici kişilere rastlıyorum. GökçE de bu kişilerden biri. Ona çok tesadüfen rastladım, fotoğraflarımdan birini beğenmişti, kullanıcı adı (@nelerdiksem) dikkatimi çekti. Sonra sayfasına girince ise "vay be" dedirtti bana. Çünkü Gökçe artık ne isterse ve hangi kumaştan isterse o kıyafetleri giyiyor, çünkü hepsini kendi dikiyor.


Eski banka emeklisi olan annem yıllarca geçimini terzilikten kazandığı için bu konuya ayrı bir ilgim var (umarım yeteneğim de ilgim gibi zamanla gelişir). Her zaman Burda dergilerini okumaktan büyük keyif aldım. E karşıma da böyle kendi kıyafetlerini giyen biri çıkınca hemen bir mail üzeri sohbet gerçekleştirmek istedim. Umarım size de ilham verir. Fast Fashion yani hızlı modanın hayatımıza girmesiyle ne yazık ki satılan birçok kıyafet gerek kumaş cinsi gerek dikişlerinin kötülüğü nedeniyle alırken içimize sinmiyor ya da aldıktan sonra pişman ediyor. Hatta bu konuyu ele alan Overdressed kitabının yazarı L.Cline da dikiş öğrenin ya da öğrenenlerle tanışın diye öneriyor kitabında. Her şeyi de kendimiz mi yapacağız derseniz en azından basit tamirat öğrenmenizi tavsiye ederim. Böylece kıyafetlerinizi daha iyi konumda ve uzun süreler kullanabilirsiniz.


Gökçe merhaba, seni tesadüfen gördüm Instagram’da ama iyi ki rastlamışım. Sayfana geçmeden önce kısaca seni tanıyalım mı?

Merhaba Hale. Ben de çok memnun oldum rastlaşmamıza.

41 yaşındayım. Başak burcuyum. Elektrik elektronik mühendisiyim. Kitap, kahve, kedi üçlüsüne, birçok insan gibi ben de bayılırım. (3 yıldır her sabah demlediğim kahvemi termosumla yanımda taşıyor, başlattığın #kahvemtermosta hareketini destekliyor, çevremde kağıt/plastik bardak kullananları vazgeçirmek için elimden geleni yapıyorum ;)

Puzzle, örgü, ahşap boyama, resin gibi çeşitli hobiler edinmişliğim var. Ama en uzun soluklu ve hayatımı etkileyen hobim dikiş oldu.


Peki dikiş dikme merakın nasıl başladı? Ailende var mıydı başka dikiş dikenler? 

Annem ve teyzelerim dikiş bilir. Teyzelerimden biri oldukça profesyonel işler çıkaracak kadar iyidir dikişte. Çocukken kuzenlerime de bana da enfes kıyafetler dikerdi. Sanırım onların jenerasyonunda durum bizimkinin tam tersiydi, dikiş bilmeyenler hayretle karşılanıyordu. Zamanla herkesin evindeki dikiş makinesi kullanılmayan birer aksesuara dönüştü neredeyse. Bizim evde öyle oldu en azından.


Çocukken bebeklerime elbiseler dikerdik annemle, ama makine kullanmayı öğrenecek kadar ileri gitmedi ilgim. Bir de çocukluğumdan aklımda kalan, annemin patronlardan kalıp çıkarmasına yardım ettiğim. Bu yüzden ilk Burda dergimi alıp kalıp çıkartırken hiç zorlanmadım sanırım.


Aslında dikişe başlamam tamamen tesadüf oldu. Bir market broşürü gördüm, oldukça uygun fiyatlı başlangıç seviyesi bir dikiş makinesi vardı. Acaba dedim kendi kendime, ben bunu kullanabilir miyim? Kullanmayı becerebilirsem yastık kılıfı, masa örtüsü falan dikebilirdim. Ve akşama ilk göz ağrım, minnoşum Singer'im benimleydi.

İşin ilginç yanı, yastık dikerim diye aldığım makinemle hiç yastık dikmedim.


Bir kursa gittin mi yoksa dergilerdeki talimatları mı takip ettin?

Kursa gitmedim. Aslında gitseydim birçok şeyi daha hızlı öğrenirdim eminim, ama makinamı aldığımda Ocak ayıydı, yaşadığım şehirdeki [sınırlı sayıdaki] kursların başlangıç tarihleri ise Eylül-Ekim aylarıydı. Aradaki 9 ay boyunca ben kendi kendime belli bir seviyeye gelmiştim zaten. Tekrar sıfırdan kursa başlamak zaman kaybı olacaktı. O yüzden düşe kalka kendim öğrendim birçok şeyi. 


İnternette aradığımız her şeyi bulabiliyoruz, kurs yerine internet kullandım diyebilirim :) Nefis dikiş blogları, harika youtube kanalları var. Birkaç tane temel dikiş bilgileri içeren kitap da aldım. Bazen de teyzemi telefonda esir aldım, kadıncağız bana telefonda ceket astarlamayı öğretti mesela :)) 


Bu arada dikiş maceralarımı paylaştığım bir blog açtım. O blog sayesinde benim gibi dikiş dikmekten keyif alan birçok kişiyle arkadaş oldum. O arkadaşlarımdan da çok şey öğrendim. Öğrenme sürecim çok eğlenceliydi yani, hala da devam eden bir süreç bu. Kendi kalıplarımı çıkarabilmenin peşindeyim şu an. Maalesef yakınlarda bununla ilgili bir kurs bulamadım. İnternet ve kitaplarla başarabiliecek miyim göreceğiz :)  


İlk diktiğin şey ve en dikerken en zorladığın şey ne oldu? 

İlk önce etek dikmeyi denedim. Şansıma, o ayki Burda dergisinde düz bir kalıp da yoktu, 6 parçalı bir etek vardı, onu diktim. Ama tabi sadece diktim, giyemedim, o kadar kötü oldu yani!! Ama denemeden öğrenemezdim, şimdi dönüp o zamana baktığımda takdir ediyorum kendimi :) Kötü oldu diye bıraksaydım, direnmeseydim, şimdilerde hala söylene söylene mağaza geziyor olacaktım düz sade bir etek için.


En zorlandığım şey ise kadife bir ceketti. Daha dikişte 1 yılımı yeni tamamlamışken kadife mor klasik yakalı bir ceket dikmeye kalktım. Diktim de :D Ama çektiğim acıyı anlatamam :))) Kadife zaten zor bir kumaşmış, keserken yönüne dikkat etmek gerekiyormuş, ütüyü dikkatli kullanmak gerekiyormuş. O bildiğimiz tipik ceket yakasını dikmek de sandığım kadar kolay değilmiş!! Ama tabi ben bütün bunları hiç bilmiyordum o zamanlar.


Sayfanda birçok ilgi çekici model gördüm. Tabii modellerin güzelliğini arttıran bir unsur da kumaşlar, kumaşlarını nerden alıyorsun, kumaşçı gezmeyi seviyor musun? 


Ahh, kumaşlar. Muhtemelen benim gibi bütün dikişseverlerin de yumuşak karnıdır kumaşlar. Kumaşcı gezmek sevilmez mi, bayılıyorum. Yaşadığım yerde Cumartesileri kumaş pazarı oluyor sadece. Onun dışında çok kumaş çeşidi sunan dükkan yok gibi birşey. Ama tabi ki bu benim kumaş almama/bakmama engel değil, internet her derde deva. Online kumaş dükkanları, Instagramda satış yapan kumaşçılar, kumaş fırsatı siteleri, hepsi elimin altında.

Fakat aldığım hızda dikemediğimden, stok konusunda sıkıntı yaşıyorum artık. Evde yer kalmadı! En son yaptığım derleme toplama operasyonundan sonra, yine kumaş rejimine girdim.(ben bunu hep yapıyorum:D)


Dikiş dikmeye başlamakla beraber alışverişi bıraktın ya da azalttın mı? Ekonomik olarak bir katkısı oldu mu? 


Kıyafet alışverişimi tamamen kestim diyebilirim. 4 yıldır çorap ve iç çamaşırı hariç hiç yeni giyecek almadım kendime.

Ekonomik katkısı kesinlikle oldu, fakat alışverişten artan para altyapı yatırımlarına gitti bende. Marketten aldığım dikiş makinası ve overloğun yerine biraz daha iyilerini aldım. Bir de tabii engelleyemediğim kumaş harcamalarım var :D


Ama şöyle basit bir hesap yapılabilir: halihazırda orta halli bir mağazadan alınacak en basit etek X lira. O eteği kendim diktiğimde en fazla 1 metre kumaş kullanırım, X/3 lira. Tabi kendi diktiğini giyiyor olmanın hazzına da paha biçilemiyor o ayrı.


Bir de hızlı tüketimden çıktım ister istemez. Mağazadan almak çok pratik, görüp beğenip, ihtiyacımız olmasa da bizim olmasını istiyoruz, ve fazla düşünmeden sepete atıveriyoruz. Oysa artık ben, aynı malzemeyi dikmeden önce daha uzun süre düşünüyorum, “bu kadar emek harcayacağım, sonrasında ne kadar giyilecek, değer mi, dolabımda alternatifi var mı” şeklinde bir sorgulama yapıyorum. Dikişe ilk başladığım zamanlarda böyle değildi, hevesli ve öğrenme sürecinde olduğumdan, daha hızlı karar verip gereksiz de olsa dikiyordum. Şimdi daha sakinleştim. İhtiyacım olmayanı almadığım gibi dikmiyorum da.


Alışveriş yaparken ya da dükkan gezerken ben daha iyisini yaparım diyor musun ya da dikiş dikmek sende dışarda satılan ürünlere karsı bir farkındalık yarattı mı? 


Evet, ne mutlu bana ki artık “ben daha iyisini dikerim” ya da “ben bunu dikerim” diyorum. En kötü ihtimalle “ben bunu dikmeyi bir denemeliyim” diyorum. Yani ne dersem diyeyim, sonunda onu almıyorum.


Farkındalıkla birlikte kızgınlık da yaratıyor bazen, mesela yakın zamanda girdiğim bilindik bir mağazada ekose pijama altları satılıyordu. O kareler bu kadar mı denk getirilemez! E hadi oldu denk gelmedi, nasılsa evde giyilecek, kimse görmeyecek falan, fiyatını ona göre ayarlayın bari! Maalesef o da yok.


Bu en bariz örneğiydi. Bir de göze batmayan hatalar var, dikiş bilmezken de karelere takılabilirdim mesela, ama dikişlerdeki eğriliğe, ya da kumaşın kesimine, astarına, içine takılmazdım. Artık bunlara da bakıyorum. Görünüşte aynı olan ürünlerin farklı fiyatlı olması benim için çok daha anlamlı artık, kumaş kalitesi, dikime gösterilen özen,  önemli bir fark yaratıyor gerçekten.


Arkadaşlarından ya da aileden de talep geliyor mu? 

Talep gelmeden de dikiyorum, onların talep ettiği de oluyor. Diktiklerimi kendim giymek kadar sevdiğim insanların üzerinde görmek de son derece keyifli.Vaktim olunca herkes için ufak tefek de olsa birşeyler dikmeye çalışıyorum. Bu yıl birçok arkadaşım markete giderken benim diktiğim poşetleri kullanacak mesela.


Senin gibi kendi kıyafetlerini dikmek isteyenlere ne tavsiye edersin?

Dikişe başlamak isteyenlere ilk tavsiyem, denemekten vazgeçmeyin! Kurs alma şansınız varsa kesinlikle değerlendirin bence. Böylelikle daha bilinçli denemeler yapabilirsiniz.


Dikiş makinesi seçimi de önemli. Ben pek araştırmadan aldım ilk makinemi mesela, ama dikişten bu kadar zevk alıp kendimi kaptıracağımı bilseydim daha farklı bir seçim yapabilirdim. Bilenlerle konuşur, fikir alırdım, forumlarda vakit geçirirdim biraz. Herkesin beklentisi de aynı olmuyor tabii, benim için vazgeçilmez bir özellik, bir başkası için gereksiz olabiliyor.


Bazı şehirlerde çeşitli atölye çalışmaları yapılıyor, bunlara katılma şansınız varsa şahane zaten, hem makine denemek, hem dikişle olan ilişkinizin geleceğini tahmin etmek için en uygun ortam bu atölye çalışmaları bence.


Kumaş alımı konusunda da uyarmak isterim yeni başlayanları. Kumaş alışverişlerinizi abartmayın, maalesef aldığımız hızda dikemiyoruz. Seçtiğiniz kumaşların kalitesi, diktiğiniz malzemeyi çok ciddi bir şekilde etkiliyor. Ucuz diye önünüze her çıkan kumaşı atmayın sepetinize. İlk başlarda çok ince ve kaygan kumaşlar sizi zorlayabilir, poplin, keten gibi daha tok kumaşlarla başlamanızı öneririm.

Ve dikişe başlayacaklara son bir tavsiye, diktiklerinizi paylaşın, instagram, facebook, ya da kullandığınız alternatif sosyal medyalardan. Harika bir motivasyon olmasının yanında, aynı hobiyi paylaşan diğer insanlarla tanışmanızı da sağlar. Bu dikişseverlerin ara sıra yaptığı dikiş etkinlikleri var, onlara da  katılın mutlaka, çok eğleneceksiniz ;) 


Gökçe'ye çok teşekkür ediyorum. Haftasonu olacak konuşmam için ben de anneme bir kıyafet dikmesi için rica (çok ısrar!) ettim. Umarım yetişir, belki o zaman bu yazıyı da o fotoğrafla güncellerim.

2.837 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page